Twilight’ın yıldızı Robert Pattinson’ın fanları çoğu zaman onun, patlama yaratan filmde canlandırdığı cezp edici vampir Edward Cullen gibi olduğu düşüncesine kapılma hatasında bulunuyorlar. Oysa ki, 22 yaşındaki Rob, Edward gibi olmadığı konusunda ısrar ediyor.
"Edward kadar katı karakterli değilim. Eğlenceli biriyim." diye ifade ediyor Pattinson. "O, 17 yaşında görünen 108 yaşındaki bir genç ama benim içim hala 6 yaşındaki bir çocuk gibi." diyor gülerek.
Rob'a göre, aşk acısı çeken vampir karakteri ona dünyanın her yerinden milyonlarca hayran kazandırdı. Ama hayatında kimsenin olmadığını söyleyen Pattinson bunu, hoş olmayan bir çılgınlık olarak görüyor.
"Artık dış görünüşümden eskisi kadar hoşlanmıyorum." diye şaka yapıyor.. "Kendinizin bir hava alanında korkunç şekilde görünürken çekilmiş fotoğraflarınızı görmek çok utandırıcı." Gerçekten de Rob, nereye giderse fotoğraflarını çeken yoğun bir paparazzi grubunun takibinde.
Henüz nasıl fotojenik olacağını çözemeyene İngiliz oyuncu, kendisine o kalıplaşmış soru yöneltildiğinde yani “Seksi olduğunu düşünüyor musun?” diye sorulduğunda, her zamankine benzer bir cevap veriyor ve "Aslında düşünmüyorum" diyor. Pattinson gençlik çağlarında utangaç ve pek de yakışlı olmayan biri olduğunu ve17 yaşına gelene kadar kendini beğenmediğini belirtiyor.
İronik olarak Rob, güçlü kadınların onu cezp ettiğini itiraf ediyor. "Kulağa gariğ gelse de aslında, kontrol edilmeyi severim," diyor. "Neden güçlü kızları sevdiğimse bir gizem, çünkü onlarlayken bir sürü problem yaşıyorum."
Rob, Mart’ta başlayacak olan Yeni Ay çekimlerini listesinin başına koyduğunu ve uzun bir süre de aşka zamanının olmayacağını belirtiyor. Twilight çekilirken, Edward gibi görünebilmesi için gecelerinden feragat ettiğini söylüyor.
"Edward olmak için takmak zorunda olduğum amber rengi lensler, katlanmak zorunda olduklarımın en kötüsü." diyor. "Gözlerim çok hassas ve bu yüzden de lensler, benim için her zaman katlanmak zorunda kaldığım günlük birer eziyete dönüşüyordu. Bu ölümü yaşamak için her sabah saat 4’te kalkıyordum. Bütün gün boyunca gözlerim kumla doluymuş gibiydi.”
Peki Rob, sanatı için bu işkenceye katlanamaz mı? "Asla!" diye şaka yapıyor. "Prodüktörlere sürekli olarak, bu konuyla ilgili daha pratik bir yöntem bulmalarını söyleyip duruyordum. Mesela özel efektlerle gözlerimin rengini değiştirebilirlerdi! Bir daha asla o lanet olasıca lansleri görmek istemiyorum.” diyor gülerek.
Gözleri ne renk olursa olsun, fanları Kasım ayı geldiğinde Yeni Ay’ı görmek için yeniden sinema salonlarına akın edecekler.